Fitness Endüstrisi Aynı Olmayacak

Mehmet Bayraktar
4 min readApr 28, 2020

Pandemi sonrası endüstri nasıl olacak?

Mütemadiyen pandemi sonrası fitness endüstrisinin nasıl olacağına dair varsayımlar duyuyoruz. Eğer geçmiş bize bir şey öğrettiyse o da, önümüzü göremediğimiz zamanlarda yanlış kararlar vermemek için beklemenin faydalı olacağıdır.

Bütün bilinçsiz davranışlara rağmen yaşadığımız krizin merkezinde bulunan virüse karşı ülkemiz açısından mantıklı çözümler ortaya konuldu.

Fakat bu pandemi sürecinde yapılabilecek güçlü bir çıkarım var:

Küçük, butik spor salonunlarının sonunda büyük ticari salonlardan avantajı aldığından blogumda bahsetmiştim.

Büyük hacimli iş modelleri, çok fazla üyeden aylık cüzi bir ücret talep eden normal şartlarda dahiyane denilebilecek bir iş modelidir. Sonuçta bu model egzersiz yapmayı seven kişilerin pahalı ekipmanlara cüzi bir meblağ karşılığında ulaşımını sağlarken, egzersiz yapmayı sevmeyen kişilerin de birgün egzersiz yapma hayalini canlı tutmak adına ödeme yapmasını sağlıyor. Fakat üye ekipmana erişim sağlayamıyorsa, kişilerin güvenliği için erişim kısıtlanmış ise sistem durur ve çalışmaz.

İşte bu gibi dönemlerde avantaj; büyük hacimli iş modellerinden, eğitmenlerin üyeleriyle kurdukları ilişkileri ile iletişimlerini ve değer algısını günden güne ortaya çıkaran yüksek değer iş modellerine kaymış durumda.

Fırtınanın ortasında bile bu tahmin çok yerinde gibi duruyor.

Büyük markaların işi zorlaşırken, butik salonların değeri hızlı bir şekilde günden güne daha da artıyor. Peki neden?

Günümüzde ‘’Değer.’’ ve ‘’Hacim.’’ iş modellerinin arasındaki kırılmanın oluşmasındaki en büyük neden fitness endüstrinde, butik işletmeler ile büyük markaların yapısal olarak temsil ettikleri yaklaşımların temelindeki farklılıklardan kaynaklanmaktadır.

Ticari yaklaşım olarak ‘’Hacim’’ planı daha önce de belirttiğim gibi devamlı olarak ödenen cüzi miktar ile birçok üyeyi bünyesinde bulundurmayı hedefler ve günün sonunda bütün üyelerin aynı saatte gelmemesi için hatta üyelikleri olduklarını unutmaları için dua ederler.

Bu iş modeli; tekrarlanabilir ve öngörülebilir bir gelir akışı oluşturması ve pahalı ekipmanların düşük maliyetli kulüplerde kullanılabilir hale getirmesiyle ciddi anlamda efektif olduğunu kanıtlamıştır. Tekrar ediyorum bu modelin adı ‘’Hacim’’ yani pazarın sallantılı bir döneme girmesiyle zor durumda kalabilecek bir yapı.

Spectrumun öbür tarafındaysa üyelerine ve müşterilene ‘’Değer’’ sunan ve güvenli temeller üzerine kurulu ufak fitness merkezleri, butik salonlar, özel yahut yarı özel salonlar gibi yapılar bulunmakta. Bu işletmeler randevu ile, sınıf odaklı üyelik sistemine dayanarak, özel ve yarı özel ders paketleriyle yüksek fiyatlı satış sistemine sahiptir. Bu iş modelinde çalışan kişisel koçlar, hocalar, egzersiz uzmanları üyelerine değerlerini ve hizmetlerinin kalitesini her gün göstermek durumundalardır.

Netleştirmek adına iki ticari metodda yöntemi doğrultusunda işleyen metodlar, en azından işe yarıyorlardı diyebilirim. Değer yaratmak, üyeler üzerinde oluşturduğu etki gereği başarısı yükselen ve kalıcılaşan bir yöntem diyebiliriz. Gayet açık bir şekilde mevcut Covid-19 durumu fitness endüstrisi de dahil olmak üzere her şeyi değiştirdi. Bu değişimle beraber birçok şirketin, oluşumun ve yapılanmanın neden kapanıp, iflaslarını belirttiği tabii ki çok faktörlü bir soru lakin bir kez daha ‘’Hacim’’ kavramına geri dönelim.

Aylık yenilenen üyelik ile stabil ve sürdürülebilir bir gelir yönteminin içinde bulunmak sürdürülebilir bir kazanç denilebilir. Burada Türkiye piyasası için bakacak olursak büyük spor salonu üyelerinin %97’sinin salona gitmediği de bir gerçek (IHRSA). Bakıldığı zaman yıllardır kullanılmayan bir karttan unutulan bir spor salonu üteliği için aylık 100 veya 200 TL ödeme yapılması olağanlaşmış bir durum.

Bugün için ise varolan sorun ülke genelinde spor salonlarının kapanması ve herkesin evde oturması. Zaten %3 olan spor salonuna giden popülasyonla beraber herkesin evde kalması gibi bir gerçek söz konusu. Bu model için yegane sorun %100ü bile kaydolurken dahi spor salonuna gitmeyi düşünmese de varolan ‘’gidememe’’ durumundan dolayı artık ödeme yapmak istememesi. Bu durum büyük salonlarda üyelikleri elde tutmak adına ciddi bir sorun teşkil etmekte. Burada bahsettiğimiz modelin insanlara kullanmayacağı üyelikler satmaya dayalı bir sistem olduğunu hatırlatmak gerekir ki ‘’hacim’’ sistemi zaten satın aldıkları üyeliği ve servisleri asla kullanmayan insanlara dayalı olduğu kadar bunun teoriden gerçekliğe dönmesi de ayrı bir şaşırılacak nokta. Bu mutlak kötü olan bir şey mi? Bu durum sadece ‘’Hacim’’ modeli için değil, ‘’Değer’’ sistemi içerisinde de kişileri küçük işletmelerle yanlış yönlendiren, doğruyu söylemeyen yapılar ve koçlar, hocalar ve egzersiz uzmanları da bulunmakta. Buna rağmen her ne kadar zorluklar olsa da genelde üyelerin %100ü de satın aldıkları hizmeti değerlendiriyorlar.

Bu küçük gruba verilen hizmetin direkt iletişim ve bağlılık sağlanması ile araya giren mesafe önemsizleşerek verilen hizmetin yöntemleri derinleşen ilişki ile çeşitlenebilmekte. Gerek Face-Time, Zoom ve Facebook ile gerek birebir çalışarak karşılıklı bir iletişimin kurulması ilişkinin gelişmesi adına önem taşımakta. Buradaki yöntemin gelişen iletişim yollarıyla başarı oranın da %35–40 olabileceğini de belirtmek gerekir. Bu, en iyi egzersiz uzmanlarının bile varolan üyelerinin yarısını kaybetmesi anlamına geliyor.

Peki böylesi zamanların esas hedefi ne? Daha büyük bir iş kurmak mı? Hayır… Bugünün amacı bütün kapanan salonlar ile egzersiz uzmanları için hayatta kalmak olmalı. Gerçek şu ki böylesi felaket dönemlerinde insanlara lüks olarak gelen böylesi hizmetler için %35lik sürdürülebilirlik harika bir oran olabilir.

Zamanımızın gerçeği bu ve ‘’Değer’’ asla yok olmaz. Derin ve anlamlı insan ilişkisi oluşturmak ekrana kopyalanabilecek bir olgu değildir. Amacınız doğrultusunda dinamik bir topluluk oluşturmak ve gelecek yolculuğunuzda bu topluluğa başkalarının dahil olması fitness endüstrisi adına devamlılığı daim bir gerçektir.

Bunun asla büyük yapılarla gerçekleşmeyeceğini söylemiyorum. Tutku sahibi olan ve üyelerini bir para kaynağı olarak değil onları memnun etmek adına yaklaşım gösteren uzmanları küçük oluşumlarda görmek daha olası sadece.

Nerede ve nasıl bir iş modeli bünyesinde olduğunuzdan bağımsız olarak bu yaklaşım için fırsata şu an sahipsiniz. Mesleğin arkasındaki güç sizsiniz. Yaptığımız iş topluluklar ve üyelerimiz için çok önemli, bu önemi dimi ve yararlı kılan şey kişisel dokunuş olacaktır. Mesleğinizin geleceği sizsiniz. Bugün hayatta kalın, yarın gelişin. Gözünüzü açık tutun ve adapte olup gelişin. Bu sayede üst seviyelere çıkabilirsiniz.

--

--